|
Çanakkale Destanı: Koca
Seyid |
|
Koca
Seyid, 1909 yılında, 20 yaşında askere
alındı.
Balkan savaşlarına katıldı.
Cihan Harbi patlayınca terhis edilmedi.
Topçu eri olarak Çanakkale’ye
gönderildi.
İri
yarı, çok güçlü olan Koca Seyid, burada
Rumeli yakasındaki Kilitbahir’in 28’lik
Rumeli Bataryası’nda topçu eri olarak
vazifeliydi. 18 Mart günü, bulunduğu
bataryaya İngiliz gemisinden atılan
büyük bir bombayla birliğimiz toptan
imha oldu. İçlerinden yalnızca Seyid
Onbaşı ile Niğdeli Ali kurtulmuştu. Bir
de Yüzbaşı Hilmi. Rumeli Mecidiye
Tabyası’nda tek top ayakta kalabilmiş,
fakat onun da vinci kırılmış olduğundan
mermileri namluya sürülemiyordu. Yüzbaşı
Hilmi Bey, etrafından birilerinden
yardım alabilmek düşüncesiyle bataryadan
uzaklaştığı sırada Niğdeli Ali ile Koca
Seyid ümitsiz ve perişan ne
yapacaklarını düşünüyorlardı. “Lâ havle
velâ kuvvete illa billah!” (Allah’tan
başka kimsede havl ve kuvvet yoktur!)
duası Seyid’in ağzından nûr tanesi gibi
dökülmeye başladı. Aşk ile kendinden
geçmesi ve 257 okkalık top mermisini
sırtlaması bir oldu. Demir basamakları
ağır ağır tırmandı. Yanında bulunan
Niğdeli Ali, Seyid’in göğüs ve omuz
kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret
ve dehşet içinde kalıyordu. Topun
namlusuna sürülen üçüncü mermi savaşın
kaderini değiştiren olayı
gerçekleştirmiş ve “Ocean” isimli
zırhlı, bu merminin isabetiyle korkunç
yara almıştır. Akşama doğru Çanakkale
Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa,
Seyid’in bataryasına geldi ve bu isimsiz
kahramanı kutladı. Cevat Paşa, resminin
çekilmesini istedi. Seyid ne kadar
zorlandıysa da o mermiyi sırtlayamadı.
Bunun üzerine tahtadan bir mermi
yapıldı. Koca Seyid o mermiyi sırtına
alarak fotoğrafçının karşısına geçti.
KOCA
SEYİD’E NE OLDU?
Pek çok
isimsiz kahraman gibi Koca Seyid de
vefasızlıklar girdabına sürüklendi.
Köyüne döndü. Hamallıkla geçinmeye
çalıştı. Bu sıralarda üşüttü ve vereme
yakalandı. Adı tarihe altın harflerle
geçen kahraman, fakirlik içinde
yakalandığı veremden kurtulamayarak
sessiz sedasız dünya misafirhanesine
veda etti.
Kızı
Ayşe Yıkar, “Gençliğimizde hep aç ve
sefil bir hayat yaşadık. Annem de zaten
aç ve perişan bir hayattan dolayı
hastalıktan öldü. Ondan geriye bir şey
kalmadı. Zaten bir şeyi yoktu ki.”
diyordu. (Bkz: Çanakkale’nin Ruh
Portresi, İbrahim Refik, Albatros Yay.
0212 519 39 33)
Seyid, (Seyit Çabuk) 1889 yılında Havran
ilçesinin Çamlık köyünde dünyaya
gelmişti. Yoksul, topraksız bir köylünün
çocuğuydu. Ve 1939’da öyle de öldü
(Kaynak:www.ailem.zaman.com.tr)
|