Dr. Mustafa Kemal Çobanoğlu

 


 

Eğitim.. Eğitim.. Eğitim..

 

Eğitim Hakkı 

Toplumsal entegrasyonun ve sosyal dengenin kurulması, her şeyden önce herkese eşit eğitim şansının verilmesiyle mümkündür.  

Anayasalarda ve kanunlarda eğitim bir hak olarak tanımlanmaktadır:

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesinde: “Her insan eğitim hakkına sahiptir.”  (Menschenrechtsartikel 26: "Jeder Mensch hat das Recht auf Bildung.") denilmektedir. Alman Anayasasının eşitlik prensibi, insanların dil, din, ırk, geldikleri ülke, politik ve dini görüşleri veya özürlü olmaları nedeniyle eğitim hakkından mahrum edilemeyeceğini açıkça belirtmektedir.  

(Das Verfassungsprinzip der Gleichberechtigung verbietet es, Menschen wegen des Geschlechtes, der Abstammung, Rasse, Sprache, Heimat und Herkunft, des Glaubens, der religiösen oder politischen Anschauungen oder einer Behinderung wegen beim Erwerb von Bildung zu benachteiligen oder zu bevorzugen.) 

Göçmen ailelerin çocukları - Fakir çevreden gelen çocuklar

Sosyal bakımdan fakir olan çocuklar, eğitim yönünden de fakir kalmaktadır. Gelinen sosyal çevrenin durumu ile okullarda verilen eğitim fırsatı arasındaki doğrudan ilişki özellikle Bavyera Eyaletinde açıkça görülmektedir. Özellikle fakir ve sosyal yönden zayıf bir çevreden gelen çocukların okullardaki başarısızlık oranı daha yüksektir. Sosyal bakımdan zayıf olmak, adeta eğitim alanında da başarısızlık anlamına gelmektedir. 

(„Bildungsverlierer in Bayern sind arme Kinder und Kinder aus Migrantenfamilien. Nirgendwo sonst ist der Zusammenhang zwischen sozialer Herkunft und Bildungsbeteiligung so hoch wie in Bayern. Soziale Armut bedeutet Bildungsarmut. Das Recht auf Bildung ist für jeden jungen Menschen bestmöglich einzulösen - unabhängig von seiner sozialen, regionalen und ethnischen Herkunft.“ - Waltraud Lučić, Vizepräsidentin des Bayerischen Lehrer- und Lehrerinnenverbands - BLLV) 

Almanya’da fakirler ile zenginler arasındaki makasın son yıllarda fakirler aleyhine açıldığı OECD tarafından da tespit edilmiştir. Kötü gidişten en çok fakir aile çocukları etkilenmiş, fakirliğin doğrudan etkilediği çocukların oranı %11’den %16’ya yükselmiştir.

(Schere zwischen Arm und Reich öffnet sich weiter -  In Deutschland driften Arm und Reich immer weiter auseinander. Die Ungleichheit bei den Einkommen und die Armut - gerade auch von Kindern - haben hierzulande in den vergangenen Jahren nach einer OECD-Studie stärker zugenommen als in anderen Ländern. ... So stieg die Armutsquote bei Kindern von 11 auf 16 Prozent. - Donaukurier,  21.10.2008) 

4 yıllık ilkokul sonunda yönlendirme

Bilindiği gibi, halen yürürlükte olan Alman okul sistemine göre, ilkokula giden öğrencilerin hangi okula gideceği, dördüncü sınıfın sonunda, sınıf öğretmenleri tarafından karara bağlanmaktadır.  Sınıf öğretmenlerinin vereceği kararların, öğrencilerin aldıkları notlara ve uyum durumlarına göre yapılması gerektiği katı kurallara bağlıdır. Ancak uygulamada bu ayırımın adil olarak yapılmadığı, Mainz Gutenberg Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada ortaya çıkarılmıştır.

Yapılan ayırım sonuçlarına göre, ilk sırada akademisyenlerin ve toplumun üst tabakalarında yer alanların çocukları liseye yönlendirilmektedir. Sosyal bakımdan zayıf olan kesimden gelen çocuklar, aynı başarıyı göstermelerine rağmen liselere değil, Hauptschule’ye ya da Realschule’ye gönderilmektedir. 

(SKANDALÖSES SCHÜLER-LOTTO - Lehrer lassen arme Kinder zu selten ans Gymnasium. Aufs Gymnasium schaffen es in erster Linie die Privilegierten, nämlich Kinder gut betuchter Akademiker. Schüler aus einer niedrigen sozialen Schicht haben weitaus schlechtere Karten beim Schulübergang. Und zwar auch bei gleicher Leistung. -  SPIEGEL,  11. September 2008) 

Bavyera Eyaleti için verilen aşağıdaki istatistik rakamları incelendiğinde, yabancı öğrencilerin ve özellikle Türk öğrencilerin eğitim eşitsizliğinden yüksek oranda etkilendikleri açıkça göze çarpmaktadır. Bavyera’da liseye (Gymnasium) giden Alman öğrencilerin oranı %37 iken, bu oran Türk öğrenciler için %9,1’dir. Aynı şekilde, Hauptschule’ye giden Alman öğrencilerin oranı %39,3 iken, bu oran Türk öğrencileri için %79,3’tür. 

Bugün Almanya genelinde okula giden öğrencilerin %8’i gittikleri okullardan diploma almadan ayrılmaktadır. Aynı şekilde gençlerden %17’si meslek eğitimini yarıda bırakmış veya hiç meslek eğitimi görmemiştir. 22.10.2008 tarihinde Dresden’de Federal Almanya eyalet başbakanlarıyla yapılan eğitim zirvesinde, 2015 yılına kadar bu oranların yarıya düşürülmesi karara bağlanmıştır.   

(Schul- und Ausbildungsabbruch verringern - Der Quote der Schulabgängerinnen und Schulabgänger, die ohne Abschuss die Schule verlassen, soll bis 2015 von acht auf vier Prozent gesenkt werden. Ebenso soll auch die Zahl der Jugendlichen ohne abgeschlossene Berufsausbildung verringert werden, von heute 17 auf 8,5 Prozent. - www.bundesregierung.de, 22.10.2008)

Bu kararla, Almanyadaki eğitim politikasından sorumlu Eyalet temsilcileri, okullardaki eğitimin kötü sonuçlarını da üstlenmekte ve istenildiği takdirde yeterli maddi desteğin sağlanması ve gerekli organizasyonun yapılması sayesinde büyük oranda düzelmeler olabileceğini kabul etmektedirler.

Çözüm?

Okullardaki eğitim ve öğretime gereken önem ve öncelik verildiği takdirde, hangi kesimden gelirse gelsin zayıf olan çocuklar başarıya götürülebilir. Bu, özellikle okul öncesi verilecek anadil ve Almanca kursları yardımıyla ve okul sırasında ek Almanca dersleri ve rehber öğretmenlerin desteğiyle kolayca sağlanabilir. Hauptschule’ye giden gençlere yeteri kadar zaman ayrılmadığı apaçık ortadır. Bu gençler, gittikleri okulları „ders yapılan hapishane“ („Unterrichtsvollzugsanstalt“) olarak algılamakta ve orada pek çok sorunlarla karşılaşmaktadır. Almanya genelinde her yıl yüzde 20’den fazla Türk genci, bir okul bitirememiş „diplomasız“ ve bir meslek öğrenmemiş „mesleksiz“ kişiler olarak toplumdaki sorunlu kişiler arasında  yerlerini almaktadır.

Yukarıda verilen bilgilerden gerekli sonucun çıkarılması neticesinde, Türk öğrenci velilerinin, çocuklarının eğitimine ayrı bir önem vermeleri gerektiği apaçık ortadır. Veliler, anaokulundan başlamak üzere çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilenmek ve onların gittikleri okullarda başarılı olmaları için her türlü önlemi almak zorundadır. Bu konuda yapılacak her girişim, ileride mutlaka çok faydalı sonuçları beraberinde getirecektir. Veliler çocuklarının okullardaki durumlarıyla yakından ilgilenmedikleri takdirde, yukarıda belirtilen olumsuz sonuçlar devam edecek ve çok sayıda Türk genci Alman toplumunda alt tabakalarda yer alacak veya kötü yollara düşerek hapishaneleri boylayacaktır.

Anne ve babalardan, çocuklarının eğitimi ile ilgili sorumluluklarının bilincinde olmalarını önemle rica ediyoruz.

(Für den Erfolg der türkischstämmigen Kinder müssen sich die Eltern ihrer Verantwortung bewusst sein und sich ständig für den Erfolg ihrer Kinder in der Schule und in der Gesellschaft bemühen. Ansonsten wird sich die oben dargestellte Situation dieser Kinder weiter verschlechtern, und sie werden später selber darunter leiden bzw. keine nützlichen Bürger sondern eher eine Last für ihre Familien und für die hiesige Gesellschaft sein.)


Arkada?yna Gönder Arkadaşına Gönder